11 Eylül 2011

Sinemayla ilgisi olmayan hayattan kareler 3

Benim blogda en fazla görüntülenen sayfa "Sinemayla ilgisi olmayan hayattan kareler 2" başlıklı sayfadır. Bu yazıdaki "Sarbi" kelimesi çok arandığı için böyle bir durum ortaya çıktı. İkinci en çok görüntülenen sayfa Demirkubuz vs. Haneke sayfasıdır. Bunun sebebiyse bu sayfadaki resime Ekşi Sözlük'ten link verilmesidir. Üçüncü sıradaysa "Sinemayla ilgisi olmayan hayattan kareler 1" başlıklı sayfa gelir. Yine aynı şekilde yazıda geçen Sarbi'den ve Antalyaspor'lu kalın bacaklı futbolcu Serge Djiehoua'dan dolayı bu sayfa çok görüntülenmiştir. Bu duruma üzülüyorum. Çok az insanın farkında olduğu filmleri izliyorum ve bunlar hakkında yazılar yazıyorum ama şu iki futbolcunun merak edildiği kadar edilmiyor. Neyse durmak yok, yola devam. Aynı şekilde hayattan karelere de devam.

Cepli Tişört



Babam kamyoncudur. Ben de tesadüfler eseri üniversite okumasaydım muhtemelen kamyoncu olurdum. Kamyoncuların hijyen ve estetik kaygıları yoktur. Kendimi bildim bileli babamın favori giysisi polo yaka cepli tişörttür. Babamın buradaki pragmatik kaygısı o cebin ona sağladığı saklama kapasitesi. O cebin ona sağladığı fayda onun için çok değerli. Bu haliyle çok sempatik gelir bana. Ta ki geçenlerde cep telefonu melodisinin apaçi marşı olduğunu öğrenene kadar. Babamın bu tişörtleri tercih etmesiyle bazı insanların bazı filmlere gitmesi arasında amaç açısından benzerlik var. Bir de buna benzer pragmatik giyinme tarzı için başka bir örnek arıyorsanız Ankara Ulus'a gitmenizi tavsiye ederim. Orada göreceğiniz +50 amcaların önemli bir bölümünde şu aşağıdaki yeleği göreceksiniz.


Gamze Okatar
Bu yazıyla ilgili resim yok. İki sene önceki lise son sınıf öğrencimin adı. O zamanlar bende Facebook varken, kendisinin çok zekice bir yazı yazdığını hatırlıyorum. Şöyle yazmıştı: "Beni arayıp sınav nasıl geçti diye soran akraba ve arkadaşlarıma buradan sesleniyorum, bok gibi geçti. Boşuna aramayın". Üniversite sınavına girmiş olup da başına bu olay gelmeyen var mı? Benim bok gibi geçememişti ama yine de arayanlardan gına geldiğini hatırlıyorum. O zamanlar Facebook da yoktu ki Gamze gibi zekice çözümler bulmak için kafa patlatsaydım...

Kara Ali


Şu böcekteki büyüklüğe bakar mısınız? Hayatımda gördüğüm en büyük böcekti. Böcek fobisi olanları kalpten götürecek kadar büyük. Bu resmi Bolu'da çektim. Akşamları bir arkadaşımla yürüyüş yapardık. Sonra yol üstünde küçük bir kaaveye gidip çay içerdik. Dört tane masası olan bu kaavede Bolu'nun en iyi çaylarını içerdik. O gün üç kişiydik. Masaya bu böcek geldi. Kaaveci "aha Kara Ali geldi, her akşam gelir buraya"  diye espri yaptı. Bunu alıp yolun karşısındaki tarlaya attı. Sonra Ali the Dark Strikes Back durumu yaşandı. Arkadaşlarımdan biri de iyi oldu okeye dördüncü aranıyor diye espri yaptı. Oysa ben okey sevmem ama takipçilerim şunu bilsinler: ben dünyanın en iyi tavla ve batak oynayan insanıyım. 

Demirören AVM


Geçenlerde bir kadın gece dörde kadar bana sistem eleştirisi yaptırıp sonra da peki kapitalizm nedir diye sordu. Ben de kendisine İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Demirören AVM'den çektiğim bu fotoğrafı gösterdim. Normalde burayı sadece acil tuvalet ihtiyaçlarımda kullanıyorum, elimden gelse bu ucubeyi kazma kürekle yıkarım. İnsanları keriz yerine koymanın en ucube örneğidir Demirören AVM. Ve kapitalizm de budur işte. İşerken bile kafanı karıştıracak bir şeyler sunuyor sana. İçinde tenis topu kadar boşluk olan ekmekler yapıyor, kabakları aşılayıp karpuz diye sana yediriyor, bakanları görme engelliye sana taşeron şirkette asgari ücretten iş verdik daha ne istiyorsun nankör diye hakaretler savuruyor, 35 günde tavuk yetiştiriyor, Demet Akalın'ı piyasaya sunuyor falan. Baktım kafası karıştı, ben de "Scarface/Yaralı Yüz"deki repliği yani do you what capitalism is? getting fucked... ı söyleyeyim dedim. Yanlış anlar diye vazgeçtim. 

Tuncay Balcı sakalı


Önceleri Sabahat Akkiraz'ın sazcısı diye anılan Tuncay Balcı daha sonra kendi yolunda gitmeyi tercih etti. Albümler çıkarttı. Halen bağımsız müzisyen olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Kendisini bir iki kere canlı dinledim. Gayet iyi bağlama çalıyor. Kuzeni de bir zamanlar öğrencimdi. Bir ara tanışacaktık ama maalesef gerçekleşmedi. Tuncay abide inanılmaz bir sakal var. Bisiklet fren teli kıvamında (bu espri ekşi'ye ait). Hayat onun için zor olmalı. Onun sakalının içine düşen ufak bir canlı yeryüzünde cehennemi yaşar. Bu yazıdan bir şekilde haberi olursa kendisini hürmetlerimi sunarım. 

Adam değilsin Xavi!


Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız. İnternet yorumculuğunun ülkenin entellektüel gelişimine faydaları mı daha çok yoksa zararları mı daha çok bilemiyorum. Bu ekran görüntüsünü iki, üç sene evvel NTVSPOR'un internet sitesinden almıştım. Adam Xavi gibi gelmiş geçmiş en iyi orta sahalardan biri hakkında bu yorumu yapabiliyor. Xavi geçen sene altı faul yaptı ve altı sarı kart gördü. Neyse, bu adamlara bir şeyler anlatmak çok zor.

Baran peçeteleri
Bu yazıda da resim yok. Çok uzun zaman önce bir arkadaşım şaka niyetine bir lokantadan bir peçete ambalajı getirmişti. Markası Baran peçeteleri şeklindeydi. Üzerinde; yumuşak, emici, üstün kalite yazıyordu. İyi pazarlar.