28 Ekim 2008

İngiltere izlenimleri ve "Burn After Reading" (2008)

Sevgili halkım tekrar merhaba. İngiltere'den geldiğimde blogger.com sitesinin kapandığını öğrenince oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi hissettim kendimi. Umarım bir daha böyle kötü şeyler olmaz ve bizler de ayrı kalmayız. İngiltere'de sizler için gözlemler yaptım. Stamford Bridge ve Emirates Stadium'larda sizler için turlar attım. Londra, tıpkı İstanbul gibi yaşayan bir şehir. Sinema konusunda konuşacak pek kimseye rastlamadım. Bir iki kişiyle ayak üstü sohbet ettim. Batılıların Türkiye'ye bakış açısının ne kadar eksik olduğunu fark ettim. Türkiye'de yaşayan birinin Bergman'dan "Persona"yı (1966) veya Almodovar'dan "Hable Con Ella"yı (2002) izlemiş olması bazılarını şaşırttı. Ve sizler için Coen Kardeşlerin son filmi "Burn After Reading"i izledim. Ülkemizde "Aramızda Casus Var" adıyla oynatılan bu film, Coen Kardeşlerin nispeten çok iyi olmayan filmleri arasında yer alıyor bence. "The Ladykillers" kıvamında bir film. Oysa geçen seneki "No Country for Old Men"den sonra, Coen Kardeşlerin bir aralar yaptığı gibi yeniden arka arkaya şaheserler vereceğini sanmıştım. Örnek mi? "Fargo" 1996, "The Big Lebowski" 1998, "O Brother Where Are Thou?" 2000 gibi. Anlaşılan beklemeye devam etmekten başka bir çare yok..

09 Ekim 2008

Haftaym


Sevgili halkım yaklaşık iki haftalığına İngiltere'ye bir seyahat yapmak zorunda kalacağım. Orada vakit bulabilir miyim, uygun internet olanakları bulabilir miyim bilmiyorum. O yüzden iki haftalığına sizleri yorumlarımdan mahrum bırakmak zorunda kalabilirim. Şimdiden özür dilerim. Geldiğimde kaldığım yerden devam etmeye çalışacağım. Görüşmek üzere. Schoolgirllerin birbirlerine sms attıklarında yazdıkları gibi, Byeeeeeeee!

08 Ekim 2008

20 adet izle-rahatsız-ol-midene-kramp-girsin filmi


Bu listeyi oluştururken de amacım on film seçmekti ve fazla film çıkmayacağını düşünüyordum ama yine çok fazla film çıktı ve yine kıyamadım.

1- The Texas Chainsaw Massacre (Tekas Katliamı), Tobe Hooper, 1974.
2- The Shining (Cinnet), Stanley Kubrick, 1980.
3- Rosemary's Baby (Rosemary'nin Bebeği), Roman Polanski, 1968.
4- Requiem for a Dream (Bir Düş için Ağıt), Darren Aronofsky, 2000.
5- Mystic River (Gizemli Nehir), Clint Eastwood, 2003.
6- Lost Highway (Kayıp Otoban), David Lynch, 1997.
7- Mulholland Dr. (Mulholland Çıkmazı), David Lynch, 2001.
8- U-Turn (Kaybedenler), Oliver Stone, 1997.
9- Le Pianiste (Piyano Öğretmeni), Michale Haneke, 2001.
10- Underground (Yeraltı), Emir Kusturica, 1995.
11- Freaks (Hilkat Garibeleri), Tod Browning, 1932.
12- Funny Games (Ölümcül Oyunlar), Michael Haneke, 1997.
13- Le Locatiare (Kiracı), Roman Polanski, 1976.
14- The Passion of the Christ (Tutku: Hz. İsa'nın Çilesi), Mel Gibson, 2004.
15- Dancer in the Dark (Karanlıkta Dans), Lars von Trier, 2000.
16- Midnight Express (Geceyarısı Ekspresi), Alan Parker, 1978.
17- İtiraf, Zeki Demirkubuz, 2001.
18- One Missed Call (Cevapsız Arama), Takashi Miike, 2003.
19- Meleğin Düşüşü Semih Kaplanoğlu, 2005.
20- Suspiria Dario Argento, 1977.

Görüldüğü gibi bu listeyi de korku filmleri domine ediyor. İlginçtir 1997 yapımı üç film var listede, demek ki 1997 yılı korkunç bir yılmış! Üniversiteye başladığım yıl olduğunu düşününce katılmamak elde değil benim açımdan.

07 Ekim 2008

20 adet izle-kendini-iyi-hisset filmi


Aslında listeyi on filmlik yapacaktım ama inanın kıyamadım.

1- Eternal Sunshine of the Spotless Mind (Sil Baştan), Michel Gondry,2004.
2- The Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli), Frank Darabont, 1994.
3- The General, (General) Clyde Bruckman, Buster Keaton, 1922.
4- Le Fabuleux destin d'Amélie Poulain (Amelie), Jean-Pierre Jeunet, 2001.
5- Nouvo cinema Paradiso (Cennet Sineması), Giuseppe Tornatore, 1989.
6- Groundhog Day (Bugün Aslında Dündü), Harold Ramis, 1993.
7- The Apartment (Garsoniyer), Billy Wilder, 1960.
8- Big Fish (Büyük Balık), Tim Burton, 2003.
9- Im Juli (Temmuzda), Fatih Akın, 2000.
10- Notting Hill (Aşk Engel Tanımaz), Roger Michell, 1999.
11- Little Miss Sunshine (Küçük Gün Işığım), Jonathan Dayton, Valerie Faris, 2006.
12- 8 1/2 (Sekiz Buçuk), Federico Fellini, 1963.
13- Singin' in the Rain (Yağmur Altında), Stanley Donen, Gene Kelly, 1952.
14- When Harry Met Sally… (Harry Sally'le Tanışınca), Rob Reiner, 1989.
15- Being John Malkovich (John Malkovich Olmak), Spike Jonze, 1999.
16- 3-Iron (Boş Ev), ki-duk Kim, 2004.
17- Bend It Like Beckham (Hayatımın Çalımı Beckham), Gurinder Chadha, 2002.
18- 40 Year Old Virgin (40 Yıllık Bekar), Judd Apatow, 2005.
19- Hollywood Ending (Hollywoodvari Bir Son), Woody Allen, 2002.
20- My Big Fat Greek Wedding (Kalbinin Sesini Dinle), Joel Zwick, 2002.

Görüldüğü gibi romantik komediler listeyi domine ediyor. Zaten romantik komedilerde amaç; seyircinin izleyip kendisini iyi hissetmesini, çiçeği böceği sevmesini, yağmur altında bekleyen kedi yavrusu üzerine şemsiye koymasını sağlamaktır. Mutlaka listeye itirazlar olacaktır. Woody Allen'ın "Annie Hall"u varken nerden çıktı "Hollywood Ending" diyenler olabilir mesela. Ama bu listenin kişisel ve biraz da alternatif bir öneri girişimi olduğunu unutmayınız.
Not: Bu yazı için resim aranırken googlea "sevgi, dostluk, kardeşlik, çiçek böcek" gibi kelimeler yazılmıştır.

06 Ekim 2008

Maldonado KPSS'ye girerse!

Tam adı: Claudio Andrés del Tránsito Maldonado Rivera. KPSS'ye (halkın deyimiyle KPS'ye) girerse eğer, isim yazmadaki teknik sorunlar nasıl çözülecek? Yetkililerden cevap bekliyorum. Bu arada, ismi gibi, Fenerbahçe'den transit geçip giden, iz bırakmayan futbolculardan biri olacak. e.g Andreas Wagenhaus, Vladimir Bestchastnykh..

Evet, bendim!

Ünlü şovmen Yılmaz Vural, 1985 tarihli "Gurbetçi Şaban" filmiyle şov dünyasına adım attığını kabul etti. Evet, bendim!

05 Ekim 2008

"Little Miss Sunshine" (2006)





Benim gibi "Little Miss Sunshine" filmini çok seven bir tanıdığıma resimde görülen oyuncağı hediye etmek için Ankara'daki hemen hemen bütün oyuncakçıları dolaştım ve bir tane buldum. Bence çok güzel bir hediye oldu. Bu arada filmi ne kadar sevdiğim aklıma geldi. 2006'nın en iyi filmlerinden, sevimli bir bağımsız "Little Miss Sunshine". Bundan sonra çıkan her sevimli bağımsız onunla karşılarştırılacaktır. Bu kaybedenler klübü şeklindeki filmler neden bu kadar tutuyor?..

04 Ekim 2008

"Subway" (1985)

Şimdilerin "esnaf" yönetmeni Luc Besson'ın 1985 tarihli filmi "Subway" mekan kullanımı ile dikkat çekici bir yapım. Paris metrosunu neredeyse filmin karakterlerinden biri yapmayı başarmış. Kült mertebesine ulaşmış bu filmin her kült filmde olduğu gibi, eğer sıkı bir hayranı değilseniz, fazla bir numarası yok. Ama kötü de değil. Bir de şunu anladım ki yapılmış en iyi filmlerden biri olan "Leon"un yönetmeni Luc Besson, bundan daha iyi bir film yapmadı ve yapacağına ilişkin de pek bir umut yok. Dediğim gibi O artık işin esnafı oldu.

02 Ekim 2008

Mefkufsunuz

İstanbul'da geçen filmlere karşı ilgim vardır. Jules Dassin'in 1964 tarihli "Topkapi" adlı filmi de adından da anlaşılacağı üzere Çorum'da geçen bir film değil. Eğlenceli bir soygun filmi "Topkapi". Her zamanki gibi eski İstanbul görüntüleri ilgiyle izleniyor. Öyle Türkiye'yi kötülediği falan da yok diğer bazı filmlerin yaptığı gibi. Halen var mı bilmiyorum ama üç dört sene önce sineklasik adlı bir kanalda sürekli oynatılıyordu. Yoksa torrenttan indiriniz olmadı emuleda bir ayda iner. İyi seyirler.


"Profondo Rosso" (1975)

Bir yerde okumuştum. Brian De Palma'nın "Obsessison" filmi için Hitchcock'un çekmediği en iyi Hitchcock filmi yorumu yapılıyordu. Bence bu sıfatı en çok hakeden film Dario Argento'nun "Profondo Rosso" (Deep Red) adlı filmidir. Biliyorsunuz Hitchcock aşırı "gore" sahneler çekmekten kaçınmıştır, hatta bu yüzden "Psycho"yu bile siyah beyaz çekmiştir. Bu filmde ise hem goreun babası var hem de merak duygusuyla beslenen gerilim had safhada. Kendini bir belanın ortasında bulan adam gibi favori Hitchcock teması da mevcut filmde. Son olarak ise, bu film bence tema müziği en iyi olan filmlerden biri. Fragmanda pek yok, yalnızca ikinci dakikadan sonra biraz duyuluyor ama filme çok şey katan, en az bir "Psycho", "The Good, The Bad & The Ugly" veya "The Godfather" film müziklerinin filme kattığı kadar katan bir tema müziği. "Profondo Rosso", Dario Argento, 1975...