09 Eylül 2011

İki Vedat Milor mekanı

Bir önceki yazımda Vedat Milor’le ilgili fikirlerimi yazdım. Kendisine hayranım. Herhangi bir konuda onun gibi yetkin biri olmak isterdim doğrusu. İstanbul’a geldiğimden beri onun kişisel internet sayfasındaki Top 10 listesinde yer alan veya program ve yazılarında övdüğü yerlere gitmek istedim. Şu ana kadar iki yere gittim ve izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Miss Pizza


Aradığım pizzacıyı sonunda buldum. Benim yaşadığım şehirde iyi bir kokoreççi, iyi bir pideci, iyi bir kelleci ve iyi bir pizzacı olmalı. Bir de ilerde bahsedip bahsetmeme konusunda kararsız kaldığım, iğrenç bir yiyecek var. Cinsel bir organ. Neyse, bekleyip görelim. Bu bahsettiğim bir yerde hiç yaşamadım ama arayışlarım sürüyor.Bunları İstanbul’da bulamazsak nerede bulacağız? Dönelim Miss Pizza’ya. Milor’ün Roma’da övdüğü ve dünyanın en iyi pizzacısı dediği yeri anlattığı programda ağzım düşmüştü. Üç sene önce bir toplantı için Roma’ya gitmiştim. Şimdiki kafa olsa ne yapar ne eder oraya giderdim. Bir daha Roma’ya gitmek nasip olur mu bilmiyorum. Ne de olsa Aşk Çeşmesi’ne bozuk para atmayı reddetmiştim. O programda ve yazılarında Türkiye’de pizza diye insanlara yutturulan şeylerin çok kötü ve pahalı şeyler olduğundan bahsediyor. Bir programında Miss Pizza’daki pizzaları İtalya’dakilere en yakın pizza olarak nitelendirmişti. Yeri Cihangir’de. Zeki’nin takıldığı kaaveden yukarı doğru gidersiniz, ikinci solda. Kapıda Danny Trejo’ya benzeyen bir köpek var. Bende de müthiş bir köpek korkusu olduğu için girmekte zorlandım ama başardım. Tabi benim o İtalyan pizzalarıyla bu pizzayı karşılaştırma şansım yok ama yurdumuzda yapılan o hamurlu peynirlerden kat be kat ileride olduğunu söyleyebilirim. Hele bir de kendi el yapımı pul biberleri var ki orgazm eden bir öttürgenlik seviyesi var. Garsonla ilginç bir diyalog geçti aramızda. Ben bir bira istedim. O da porselen kupayla getirdi birayı. Cam bardakta istediğimi söyleyince belediyeyle aralarında sorun olduğunu ama herkesin burada içki sunulduğunu bildiğini ve böylece ara yol bulduklarını söyledi. Tam bir türkish çözüm yolu. Fiyat da piyasayı düşündüğünüzde o kadar fahiş değil. Benim yediğim pizza 16 liraydı. Dominos denen fabrikasyon pizzalar bundan çok ucuz değil. Ama 10 liraya gelen o kupa bira biraz fazla geldi bana. Sonuç olarak gitmekten heyecan duyacağım bir mekan daha oldu.
 
Hacıbey



Burası da Milor’ün Top 10 listesinde yer alıyor. İstanbul’da yenebilecek en iyi iskender buradaymış. Teşvikiye caddesi üzerinde. Orta boy iskender 19 lira. Bilmiyorum belki de hayatımın hiçbir döneminde bir iskender insanı olmadığım için beni çok sarmadı. Ben döner insanıyımdır. Bu konuda da en favori mekanımı Ankara’daki Anadolu Lokantası olarak belirlemiştim. Gerçi 80li yıllardaki dönerler kesinlikle yok artık; çünkü etler değişti. Çok yavan etler. O yıllarda en sıradan dönercilerin bile dönerleri çok lezzetliydi. Hacıbey de bu bağlamda benim bir daha gitmek için herhangi bir dürtü hissetmeyeceğim bir mekan.