Artık iyice favori yönetmenlerimden biri olan ve Amerikan bağımsız sinemanın prensi kabul edilen Richard Linklater’in “The School of Rock/Hababam Rock” adlı filmini de çok sevdim. “High Fidelity/Yüksek Sadakat”te de benzer bir rolde gördüğümüz Jack Black ciks okulda derse giren rockçı öğretmen rolünde parıl parıl parıldıyor. Psychedelic Rock’a tutkun olan ve onu temsil ettiğini düşünen Dewey’in bir rock bardaki canlı performansıyla açılıyor film. O dönemin gitaristlerine özgü solo atan Dewey, kendisini seyircinin üstüne bırakıyor ama kimse onu tutmuyor. Dewey bu anlaşılamamazlığını yeteneksizliğine değil de MTV sayesinde poplaşan rock anlayışına bağlıyor. Artık klipler MTV’de yayınlanacak diye dört beş dakikaya hapsedilirken, 70lerdeki gibi uzun sololar ve yaratıcı şarkı sözleri kabul görmüyor ona göre. Kendi kurduğu gruptan atılan Dewey’e, ev arkadaşının gıcık kız arkadaşından dolayı bir de kira yükü yüklenince; anti-kahramanımız kendisini alavere dalavereyle Türkiye’de ücretli öğretmenlik olarak bilinen sistemin içerisine sokuveriyor. Yani çeşitli sebeplerden dolayı derse giremeyen kadrolu öğretmenin yerine köle gibi çalıştırılarak, üç kuruş paraya derse sokulan insanlardan biri oluyor. İlk gün tahtaya sahte ismini yazamayan Dewey (Ned Schneebly) kendisine kısaca Mr. S (ass) dedirtiyor. Ciks okulda robotik bir hayat sürdükleri belli olan, Led Zeppelin ile ilgili en ufak bir fikirleri dahi olmayan, başarı müptelası çocukların dünyaları bir rockçının gelişiyle ters düz oluyor kaçınılmaz olarak. İnanılmaz eğlenceli bir film “The School of Rock”. Gerçek hayatında da bir rockçı olan Jack Black’in performansı takdire şayan. Film rock hayranları için de bir gönderme bulma bulmacası olabilecek nitelikte. Sürekli ünlü gruplara, gitaristlere ve şarkılara referanslar yapılıyor. Bazen bu şarkılar çalınıyor da. Gerçi artık Serdar Ortaç adlı kötü insanın sayesinde poplaştı ama afişte bile ünlü bir şarkıya atıfta bulunuluyor. Bu filmi izledikten sonra kel alaka bir düşünce olarak Metallica’nın “Enter Sandman” adlı şarkısının intro’suyla, psychedelic arabeskin bir numaralı ismi olan Orhan Gencebay’ın “Ayşen” adlı şarkısının intro’sunun eşit derecede etkileyici olduğunu düşündüm.