İstanbul gibi güzel bir şehirde yaşamaya başlamadan önce elimdeki Todd Solondz filmlerini bitirmek istedim; çünkü bu adam elbette ki sevgi, dostluk, demokrasi, fair-play ruhu, çiçek, böcek gibi konuları işlememişti. Hiçbir karakterinin tırnak içerisinde iyi olmadığı, aksine sapık, çıkarcı, bencil, duygusuz kişiler olduğu filmler bunlar. İzlemediğim bir filmi kaldı. İlk filmi “Fear, Anxiety & Depression”ı hiçbir platformda bulamıyorum. 2004 tarihli “Palindromes” filmi çok ilginç bir film. Palindrome önden ve arkadan okunduğunda aynı telaffuz edilen isim demek. Türkçe Efe, Ata gibi. Filmdeki isimlerin çoğu Palindrome. Aviva, Bob, Otto gibi. Film birkaç hafta önce izlediğim “Welcome to Dollhouse/Bebekevine hoş geldiniz” filminin patetik başrol oyuncusu Dawn Weiner’ın cenaze töreniyle açılıyor. Dawn’ın başına gelenleri ağabeyi Mark’tan öğreniyoruz. Knocked-up…Knock-out…Bu filmin patetik, ezik, cinsel açıdan böğründe fırtınalar kopanıysa Dawn’ın kuzeni Aviva. Değişik ebat ve renklerde beş farklı oyuncu tarafından canlandırılıyor Aviva karakteri. Bu da bizde Aviva herhangi bir kişi, onun gibi çok var düşüncelerini uyandırıyor. O annesi yok mu? Todd Solondz filmlerindeki şerefsiz ebeveyn profillerini başka filmlerde zor bulursunuz. Kendi çektiği fotoğrafa çocuğunu zorla koymak isteyen ebeveynler bunlar. Şablon hayatlar yaşarlar ve bu şablonu dağıtacak hiçbir şeyi hoş karşılamazlar. Todd Solondz da bu şablonlara kafa, göz dalıyor işte. Aviva’nın derdi de kendini yapayalnız hissettiği şu dünyada kendisine ait bir şeyi olması. Bebek. Olaylar çok farklı boyutlara varıyor. Çok değişik insanlar işin içine giriyor. Oldukça rahatsız edici, saldırgan bir film. Ama ayakları yere sağlam basıyor. Ne yani yalan mı, öyle değil mi diyorsunuz izlerken. 2009 tarihli “Life During Wartime/Savaş Sırasında Yaşam” da aynı sahte değerlere saldırıyor. Sıradaki sapıklığımız pedofili. Tıpkı “Palindromes”un savunduğu gibi bazı şeylerin hiç değişmeyeceği tezini savunuyor film. Olaylar üç kız kardeşin özel ve aile hayatlarında yaşadıkları sorunlar gibi görünmektedir. Daha çok üç çocuklu, kocası pedofiliden hapis yatan Trish’in yaşadıkları ön plandadır. Trish ve kendisi gibi evliliği yürütememiş erkek arkadaşının ısrarla evliliğe bu kadar tutkuyla bağlı olmaları resmen alay ediliyor Sodd Tolondz pardon Todd Solondz tarafından. Trish’in küçük oğlu Timmy’nin yetişkin olma veya yetişkinleri anlama çabası da alay ediliyor. bir daha hiç geri gelmeyecek, güzel bir dönemi yaşıyorsun ve tadını çıkarmalısın deniyor kendisine. Saldırganlık dozu “Palindromes”dan bir seviye aşağıda diyebilirim. Bunların babası “Happiness/Mutluluk” için kurduğum cümleyi tekrarlayarak yazımı bitiriyorum. Sevgiliyle izlenebilecek en son film.