Ben çok fazla kitap okumam fakat Yaşar Kemal'in Yer Demir Gök Bakır'ını tıpkı diğer eserleri gibi soluk soluğa okumuştum. Uyarlama senaryoyla film çekmenin çok riskli (halkın deyimiyle riksli) bir iş olmasına rağmen, Türkiye'nin en iyi müzisyenlerinden biri olan Zülfü Livaneli, Yaşar Kemal'in destansı gerçekçiliğin tipik orneklerinden biri olan bu romanını filme çekerek bu riski almaktan geri kalmamış. Filmin artıları o dönemde Türk Sinemasında pek rastlanmayan özentili görüntü yönetimi ve Livaneli'nin konçerto kıvamındaki tema müziği. Eksikleri ise epeyce var. Yaşar Kemal'in o çakır dikeni gibi döne döne insanın başını döndüren kurgusal büyüsünün filmde esamesi okunmuyor. Diyaloglar güdük. Ben yine dile taktım. Bir köylüyü canlandırması beklenen Rutkay Aziz, St. Benoit Lisesi'nde edebiyat dersi verir gibi konuşuyor. Bütün köylüler İstanbul Türkçesi konuşuyor. Olmuyor, olmuyor..