23 Ocak 2009
"America America" (1963)
Elia Kazan'ın hikayesini hepimiz biliyor muyuz? Benim kendisiyle ilk tanışmam çocukluğumda elime geçen "Duvar Yazıları" adlı bir kitap sayesinde olmuştu. Orada "Elia Kazan ben kepçe" yazıyordu. Tabi bunu okuduğumda ben, karikatürlerdeki düşünme balonu içerisinde soru işaretleri olan adamlar gibiydim. Daha sonraları üç beş filmini izledikten sonra, 700 sayfalık otobiyografisinin 100 sayfasını okudum ancak sıkılarak gerisini okumadım. 1909 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Kazan'ın ailesi Kayserili Rumlardandı. 1913 yılında "huzursuzluk" nedeniyle ailesi Amerika'ya göç etti. Yale Tiyatro Okulu mezunu Kazan ünlü bir tiyatro yönetmeni oldu. Kısa zamanda tiyatro oyunları sahnelemeyi başardığı için kendisine gadget (kullanışlı alet edevat) lakabı takıldı. Aynı zamanda klasik Amerikan sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri oldu. 1952 yılında Savcı McCarthy'nin meşhur House UnAmerican Activities Committee'sine (Amerika Karşıtı Faaliyetleri Araştırma Komisyonu) komünist arkadaşlarını ihbar etti. Hayatı boyunca hiçkimseye ve hiçbir şeye sadık kalmadı, sevgisiz bir insan izlenimi bıraktı. İzlemeden önce en çok merak ettiğim filmlerden biri olan America America (1963), Kazan'ın Kayseri'den Amerika'ya sancılı bir yolculuk yapan amcasının öyküsünü anlatıyor. Kusursuz bir filmografiye sahip olmayan America America, sürükleyici ve çarpıcı bir film. Mantık hataları ve ani geçişler barındırıyor. Ayrıca şunu da belirtmeliyim ki eğer milliyetçi duygulara sahipseniz isyan edeceğiniz sahnelerle dolu bir film America America. Türkler barbar ve zulüm getiren insanlar olarak sunulmuş. Fakat itiraf etmeliyim ki etkileyici bir film.