Siyasi gerilim çok sevdiğim bir türdür. Başarılı bir siyasi gerilime asla hayır diyemem. Bu sebepten dolayı heyecanla All the President's Men'i (Başkanın Bütün Adamları, Alan J. Pakula, 1976) izlemeye başladım. Fakat ilk yarım saatte o kadar çok konuşma yapıldı ki filmden koptum. Her beş dakikada yeni bir Mister veya Madam ortaya çıkıyor ve gizli bilgiler veriyordu. Bu görüşmelerin çoğu da telefonda olunca sıkıntı daha da artıyordu. Ayrıca filmin de çok bilinen bir olaydan bahsetmesi, pek bir sürpriz olmayacağı anlamına geliyordu ki siyasi gerilimlerin en sevdiğim tarafları şaşırtıcı olmalarıdır. Sanal alemdeki yorumlar; tam da benim başıma geldiği gibi, filmin ilk izlenişte sıkıntı vereceği ve ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci izleyişte filmde yeni bir şeyler bulunacağı şeklindeydi. Düşünmüyorum.