25 Ocak 2009

Sinema 70


Başlıktaki Sinema 70 ile Amerikan sinemasının 1970lerdeki dönemini kastediyorum, bir dönem Ankara’da var olan Sinema 70’i değil…Daha önce de bir yazımda bahsetmiştim. Martin Scorsese, 70ler Amerikan sineması için “neredeyse her hafta bir başyapıt izliyorduk” demiştir. Bloğumu takip edenler fark etmiştir; benim de hayranı olduğum, çok filmle referans verdiğim bir dönemdir 70ler Amerikan sineması. Bu dönemde büyük prodüksiyon başyapıtlarının yanında, low key (iddiasız) denilen küçük bütçeli başyapıtlar da sıkça gösterime girmiştir. Five Easy Pieces (Bob Rafelson, 1970) da bunlardan biri. Filmin Türkçe adını bulamadım. “Five Easy Pieces”, piyanoya başlayanlar için beş basit parça anlamına gelen bir kitabın başlığıymış. Bu filmden nasıl haberim oldu? Sinema dergisinin Ekim sayısında yaşayan en büyük 20 oyuncu diye bir yazı vardı. 10 erkek ve 10 kadın şeklinde bir sınıflandırma yapmışlardı. Erkeklerde iki numarada yer alan (bir numara tahmin edebileceğiniz gibi De Niro) Jack Nicholson’ın en iyi beş performanslarının içerisinde gördüm bu filmi. Nicholson bu filmde gerçekten inanılmaz iyi bir performans gösteriyor. En iyi yaptığı şeyi; yani anti-kahramanı, arıza tipi canlandırıyor. O’nun The Departed’da (Köstebek, Martin Scorsese, 2006) yaptığı fare taklidiyle ne kadar büyük oyuncu olduğu hep söylenir. Videodaki play sekmesine tıkladığınızda O’nun çok iyi köpek taklidi yaptığını da göreceksiniz.

Filme gelecek olursak; (spoiler!!!) Robert Eroica Dupea (!) geçmişine sırt çevirmiş, burjuvazi kökenli bir müzisyen ama arayış içerisinde. Sınıf atlama hayalleri kuranların aksine sınıf düşürüyor, amelelik yapıyor. Giydiği kıyafetler, içtiği içkiler (bira vs. şarap), takıldığı insanlar, konuşma şekli yani kısacası dıştan görünen her şeyi değişirken, erdemden yoksun bir insan olması değişmiyor. Filmden illa ki bir mesaj çıkaralım dersek, sadece burjuvazi sınıfının bir parçası olmak veya sadece işçi sınıfının bir parçası olmak erdemli bir insan olmaya yetmeyecektir diye bir mesaj çıkarabiliriz. Ama Five Easy Pieces, toplumcu (?) bir filmden çok daha fazlası bana göre. Mutlaka görülmesi gereken (a must see) bir film. Nicholson hayranları izlemezlerse ayıp ederler zaten.