30 Ocak 2009
"Eternity and a Day" (1998)
Angelopoulos'la birbirimizi tanıma sürecimiz devam ediyor. 125 dakika gibi, bir Angelopoulos filmi için kısa sayılabilecek uzunluktaki Eternity and a Day (Sonsuzluk ve Bir Gün, 1998); hayatı bir arayış içerisinde geçmiş olan ve son gününü yaşadığını bilen bir yazarın, flashbacklerle düşsel bir şekilde anlatılan anıları eşliğinde bu son gününde yaşadıklarını anlatıyor. Bu yazarın hayatı boyunca aradığı şeyin ucu buraya da dokunuyor. Bir Yunan şairin, Osmanlıya karşı ayaklanan Yunan halkına ilham vermek için yazdığı fakat bitiremediği bir şiirin kaybolan satırlarını arıyor filmin kahramanı. Fakat bu durumun filmde ajitasyon olacak bir şekilde verilmediğini söylemek isterim. Brahms'ın Macar danslarını andıran müziği unutulacak cinsten değil. Bu kadar başarılı bir çocuk oyuncu gördüğümü de hatırlamıyorum. Veya hatırlamak için çok düşünmem lazım diyeyim. Ve görüntü yönetimi...Diyecek söz yok. Adam bu işi biliyor. Fotoğrafa bakınız ve filmde bunun gibi sayısız olağanüstü güzel görüntüler olduğunu hesaba katınız, ne demek istediğimi o zaman anlayacaksınız. Spike Lee'nin 25th Hour (25. Saat, 2002) adlı filmiyle hikaye açısından benzerliğini de ilginç buluyorum.