10 Ocak 2009

Ankara'daki modern insanın iletişim sorunu

Aileden Sivas'lı olmakla birlikte, doğma büyüme Ankara'lıyım. Hemen hemen her yerini bilirim. Üniversite bitene kadar da başka şehir bilmedim. O yüzden içinde Ankara geçen filmleri severim. Hemen aklıma gelenler; Masumiyet, Sürü, Düttürü Dünya, Köyden İndim Şehire, Köprü, Uçurtmayı Vurmasınlar vs. Ankara'nın yapısı gereği, modern insanın iletişimsizliği temalı filmlere çok iyi fon oluşturacağını düşünüyorum. Bugüne kadar bunu deneyen olmadı. Türk filmleri çoğunlukla, biliyorsunuz, İstanbul'u mekan olarak tercih eder. İstanbul, iletişimsizlik için çok iyi bir seçim olmakla birlikte bazı dezavantajlara sahiptir. Çok güzel yerleri vardır mesela, yaşayan bir şehirdir, "dişi" bir şehirdir, renklidir, vadedendir, ilişkilerde verici olan taraftır, çok düşünmeye fırsat vermez. Bu yüzden İstanbul'da bu tarz bir film çekecekseniz mekan seçimlerinde çok dikkatli olmak zorundasınız. Fakat Ankara bunların hiçbirine sahip değildir. Açılış sahnesinde Ocak ayında veya Temmuz ayında iş çıkış saatlerinde yolda yürüyen birisine gösterdin mi filmin temasını göstermiş olursun. Eski Garajlar, Kazım Karabekir Caddesi, Dışkapı, DTCF önü, Samanpazarı, Dost Kitabevinin önünde bekleyen acaip kıyafetli insanlar, Tunus Caddesinde Bilkent servisi bekleyenler falan hepsi kasvetli bir film için sıraya girmişlerdir sanki..