14 Ekim 2010

Allah belanızı versin!


Rahatsız edici film kategorisinden elimde ziyadesiyle film mevcuttur. Bu türe özel bir merakım olduğundan değil her türlü film izlemeyi sevdiğim için bir şekilde arşivime girdi bu filmler. Kaldı ki insanı sarsan, düşünmeye sevkeden, ezberlerini sendeleyen, bir tezi ve sanatsal değeri olan filmlere tek kelimeyle bayılırım. Bunun için bir liste yazmıştım zamanında. Şöyle bir filmden de bahsetmiştim. İngiltere'den aldığım bazı filmler vardı. Nefret ettiğim filmlerden de bahsetmiştim. "Scrapbook" bunlardan biriydi. "Cannibal Holocaust/Yamyam Katliamı" ve "Pink Falmingos/Pembe Flamingolar" da nefret etmek bir yana arşivimde bulundarmayı bile reddettiğim iki filmdi. Çünkü bu iki filmdeki iğrençlikler kurgusal değildi, yani gerçekti. Kurgusal olan her türlü filmi ise izleyebildiğimi iddia etmiştim. Bu iğrenç filmden sonra da iddiam devam ediyor. Fakat bu kadar iğrencine rastlamamıştım itiraf edeyim. Bu filmden nasıl haberim oldu, filmin adı nedir, yönetmeni kimdir gibi bilgileri vermeyeceğim; çünkü bu filmi tavsiye etmiş kişi olma vebalini üzerime alamayacağım. Afişini de Photoshop'ta sansürledim. Aslında bu film ne bileyim "Freaks/Hilkat Garibeleri" (1932) veya iyi bir Zeki Demirkubuz filmi kadar beni sarsmadı, ancak filmdeki bazı sahnelerin insanlık onuruyla bağdaşmadığını düşünüyorum. Merak da etmeyin, sormayın da, öğrenirseniz izlemeyin de...