17 Ağustos 2009

İki David Cronenberg filmi

Kanadalı yönetmen David Cronenberg'in sadece eXistenZ (Varoluş, 1999) adlı filmini izlemiştim. Bilimkurguya olan yatkınlığını biliyordum. Çok seçici olduğum bir tür olan bilimkurgudan film izlemek benim için her zaman bir risktir. Hıncal Uluç'un Milan Baros için "golcü değil" şeklinde saçmalaması gibi ben de bazı çok beğenilen bilimkurgu filmlerini beğenmemişimdir. David Cronenberg beni yarı yolda bırakmadı.

The Fly (Sinek, 1986) Star televizyonunda defalarca yayınlandı ve ben hep kaçırdım. Ayıp etmişim. Cronenberg'in yaratıcılığını gösterdiği bir film The Fly. Korku türüne de yakın olan bir bilimkurgu filmi. Efektlerin ne kadar başarılı olduğunu resimden anlayabilirsiniz. Alien serisinden aşağı kalır bir yanı yok bence. Mizah ögesi filmin başlarında fazlaca devreye giriyor ve makara bir film mi diye içinizden geçirmiyor değilsiniz; fakat giderek film öyle karanlık bir atmosfere bürünüyor ki ürperiyorsunuz. Mizah ve aşk-meşk işlerine bu kadar bulaşıp da yine de feci bir film olmayı başarabilmek önemli bence.

İşte kült film budur. Hideo Nakata'nın Halka serisinde kimden esinlendiğini artık daha iyi anlıyorum. Videodrome (1983) teknolojik bir aletten nasıl lanet gelebileceğini anlatan çok iyi bir film. Aynı The Fly'da olduğu gibi; efektler, hikaye örgüsü, oyunculuklar, ışık kullanımı, diyaloglar, atmosfer yaratımı, seyirciyi içine alma, tırsıtma, merak duygusu uyandırma, izleme isteği yaratma konusunda çok başarılı bir film. Zaten filmin kendisi izlemek üzerine inşa edilmiş, seyircide de benzer bir istek uyandırıyor film. Sürükleyici kelimesi burada eksik kalıyor. Videodrome görsel bir şey, kelime bulamıyorum. Bu arada filmin başrol oyuncusu James Woods gözlük taktığında İbrahim Altınsay'a çok benziyor.