Bir önceki yazımda bahsettiğim minimalist sinemanın tam karşısında duruyor formalist sinema. "Requiem for a Dream/Bir Düş İçin Ağıt" gibi kameranın bir dakika durmadığı, sürekli bir ekşın halinde olan hikaye kurgusu. Fatih Akın da bu türün önemli temsilcilerinden biri. Son filmi "Soul Kitchen/Aşka Ruhunu Kat"ın afişine bakar mısınız? Tam da formalist sinema nedirin cevabı. Filmlere Türkçe isim bulanlar kimdir hep merak etmişimdir. "Bend It Like Beckham"a "Hayatımın Çalımı: Beckham"ı kim hayal etti acaba? O iki nokta neyi anlatmaya çalışıyor? Aşka Ruhunu Kat da çok tuhaf durmuş bence. "Soul Kitchen" filmin hikayesi üzerine doğrudan etkili olan bir restorantın adı. Tıpkı harika Steve Buscemi filmi "Trees Lounge/Bizim Kafe" örneğinde olduğu gibi; bir mekan, nefes alan, hikayeye yön veren bir karakter oluyor. Benim adamım Moritz Bleibtreu'nun varlığı her zamanki gibi filme kişilik katıyor. Diğer oyuncular da iyi iş çıkarıyorlar. Bu ayki Sinema dergisinde Akın için, "Gegen die Wand/Duvara Karşı"dan sonra hız kesti gibi bir yorum vardı. Hala en iyi işinin "Gegen die Wand" olduğuna katılıyorum ama genel olarak bu yoruma katılmıyorum. Kendisi günümüzün en parıltılı yönetmenlerinden biridir. Yapacaklarıyla şimdiden benim gibi milyonlarcasını heyecanlandırmaktadır.
SOUL KITCHEN - Trailer - Click here for the most popular videos