19 Mart 2010
"Naked" (1993)
İngiltere'nin fotoğrafını çeken filmleri anlamak biraz zordur. Yakın ve uzak tarihi iyi bildiğiniz varsayılır ve dil oyunlarına da hakim olduğunuz düşünülür. Ben bu ikisinde de çok iyi olmamama rağmen Mike Leigh'in olağanüstü güzel kara mizah eseri Naked'ı (Çıplak, 1993) sevdim. Filmin kahramanı sinema tarihinin en başarılı anti-kahramanlarından Johnny. Kendisi Manchester'li bir flaneur. Yani kentlerde aylak aylak gezen filozoftoropiko tip. 95li yıllarda Ankara Yüksel caddesinde takılan saçlı, sakallı bir evsiz tip vardı. Yok ODTÜ felsefe bölümünde doktora yaparken kafayı yemiş de evsiz olmuş, çok zenginmiş falan. Onun gibi biri. Aslında ben bir İngiliz flaneur'la tanışmıştım. Sinop'ta yaşarken, tip olarak aynı Johhny'ye benzeyen Quint adlı biri şehre gelmişti. Onunla felsefik sohbetler yapmıştık. Aynı onun gibi nihilist ve beleşçi bir tipti. Dolaşmayı seviyordu. Ne zaman mail yazsam cevap yazar. Favori filmi de Apocalypse Now'du (Kıyamet, Francis Ford Coppola, 1979). Hitchcock'tan Marnie'yi (1964) tavsiye etmişti bana. Johnny, Manchester'da birisine defalarca değil bir kez tecavüz eder ve dayak yememek için Londra'ya kaçar. Eski sevgilisi Louise'in evine gider, oradan sıkılıp sokaklarda aylak aylak dolaşmaya başlar. Bu gezinti sırasında deve yüküylen ilginç kişiyle karşılaşır, en sonunda her arayanın bulacağı gibi mevlasını bulur ve bir araba dayak yer. Senaryoyla çalışmayı sevmeyen Mike Leigh bu filmde oyuncularını varoluşçuluk üzerine doğaçlama konuştururken filmini tam bir diyalog filmi yapmayı başarıyor. Hem nihilist hem de her şeye saldıran bir film Naked. Bazı gerçekleri insanın yüzüne tokat gibi çarpma niyetinde. İyi yönetmenlik nedir diye soran varsa bu filmi izlesin. Bir de film boyunca çalan, tedirgin edici müziğe dikkat çekmek istiyorum. Gerçekten filme çok şey katıyor. İzlediğiniz için kendinizi şanslı sayacağınız bir film Naked.