15 Eylül 2008

Nasıl movie buff oldum?


2004 yılıydı. Çok sıkıcı bir Avrupa Futbol Şampiyonası vardı. Yunanistan 8-1-1 taktiğiyle şampiyon olurken, ben de askerlik görevimi ifa etmekle meşguldum. Daha önce Türk filmleriyle alakalı sayardım kendimi. Okur, araştırır ve izlerdim. Fakat Dünya sinemasının örneklerine pek ilgi göstermezdim. İngilizce öğretmeni olduğum için KPDS sınavına girmek istiyordum. Sıkı vocabulary çalışmam gerekiyordu. Filmleri İngilizce altyazı ile izlemeye başladım. Bilmediğim kelimelere klavye kısayollarını kullanarak 3-5 saniyede bakıyordum. İşte film izleme macerası bu şekilde başladı. Sonra farkettim ki sinema hiçbir şeye benzemiyor. İşte o gün bugündür yılda ortalama 200 film izliyorum. Bu blogda ise amacım izlediğim filmlerle ilgili düşüncelerimi paylaşmak. Bazen spor ve müziğe de deyinebilirim. Hıncal Uluç'un dediği gibi "hayatı" yazacağım. Daha çok filmleri.. Eğer aceleye getirip de yazım yanlışı yaparsam şimdiden özür diliyorum. Bu arada sinema "taste"im hakkında bilgi vermesi açısından en sevdiğim on filmi sırasıyla yazıyorum.
1-Rear Window (Arka Pencere), Alfred Hitchcock, 1954.
2-Taxi Driver (Taksi Şoförü), Martin Scorsese, 1976.
3-Psycho (Sapık), Alfred Hitchcock, 1960.
4-Il Buono, il Brutto, il Cattivo (İyi, Kötü, Çirkin), Sergio Leone, 1966.
5-Se7en (Yedi), David Fincher, 1995.
6-Kill Bill Vol:1, Quentin Tarantino, 2003.
7-The Big Lebowski (Büyük Lebowski), Joel Coen, 1998.
8-The Texas Chainsaw Massacre (Teksas Katliamı), Tobe Hooper, 1974.
9-Rope (Ölüm Kararı), Alfred Hitchcock, 1948.
10-Dressed to Kill (Öldürmeye Hazır), Brian de Palma, 1980.
15 Eylül 2008 itibariyle listem bu şekilde. Görüldüğü gibi Hitchcock filmleri ve Hitchcockvari filmler listeyi domine ediyorlar. Yalnız listeyi oluştururken zorlandığımı fark ettim. Şunu 15 film mi yapsaydık? Neyse, bu da içime sinmedi değil. En çok Leon (Sevginin Gücü, Luc Besson, 1994) ve The Shining'in (Cinnet, Stanley Kubrick, 1980) dışarda kalmasına üzüldüm desem oyunbozanlık yapmış mı olurum?
Not: Bu blog oluşturulurken acetobalsamico.blogspot.com yazarı Bülent Timurlenk'ten etkilendim.