Son bir ay içinde 14 kez şehirlerarası otobüs yolculuğu yapmış olmamdan dolayı, otogarların etkili bir dram çekmek için filmlerde bulunmalarının çok yerinde olacağı düşüncesine yeni sahip olmuş değilim. Bu düşünce eskiden beri bende vardı. Otogarların ne kadar garip bir hüznü var değil mi? Çünkü her “gitmek” geride bir şeyler bırakmaktır. İyi yada kötü…Olmayınca olmuyordur ve siz “gitmek”, geride bir şeyler bırakmak zorunda kalmışsınızdır. Hiç de sürpriz olmayan bir şekilde Zeki Demirkubuz ve Fatih Akın bu ince ayrıntıyı görmüşler ve bazı filmlerinde kullanmışlar. Aynı garip duyguyu ben smslerde de hissediyorum. Etkili bir dram çekmek konusunda smsler de çok işlevsel olabilirler. Çünkü smslerde insan birisinin yüzüne karşı veya telefonda çok kolay söyleyemeyeceği şeyleri ifade edebiliyor. Bu da hüzne hüzün katabiliyor. Otogarda yeni bir “gitmek” olayını gerçekleştirmeye hazırlanan kahramanımıza duygusal içerikli (şiirsel değil) bir sms gelir…Sırf bu cümleden bile bir senaryo üretilebilir. Hiç başıma gelmedi.