Kendisi de sakallı olmasına rağmen, modern Amerikan sinemasının temellerini attığı düşünülen üç sakallı (Francis Ford Coppola, Martin Scorsese, George Lucas) arasında gösterilmedi. Dehasına dudak bükenler her zaman oldu, fakat bugün Hitchcockvari diye bir tür varsa bunu Brian De Palma'ya borçluyuz. Büyük ustaya olan saygısını hiçbir zaman gizlemedi ve filmlerinde büyük ustanın filmlerine açık göndermeler yapmaktan kaçınmadı. Split screen denen, ekranı ikiye bölüp bir olayı iki farklı kamera ile anlatma tekniğiyle filmlerindeki Hitchcock etkisini daha da arttırdı. Gün geldi birileri de filmlerinde O'nun filmlerine saygı duruşunda bulundu (Kill Bill vol:2, Quentin Tarantino). 70ler, 80ler ve 90lardaki süper formunu günümüzde koruyamasa da, Brian De Palma epeyce geniş bir hayran kitlesine sahiptir ve yaşayan en iyi yönetmenlerden biridir. Dileriz kamerasını tekrar psikopatların dünyasına veya mafya sularına çevirir ve bizlere fırından sıcak sıcak başyapıtlar sunar.
En iyi 5 filmi:
Dressed to Kill-Öldürmeye Hazır, 1980
Blow Out-Patlama, 1981
Scarface-Yaralı Yüz, 1983
Carlito's Way-Carlito'nun Yolu, 1993
Carrie- Carrie'nin Öfkesi, 1976